Post by Admin on Aug 4, 2016 11:36:04 GMT
POLİSTEN İŞÇİYE OHAL TEHDİDİ: EYLEMİ BİTİRMEZSENİZ 30 GÜN GÖZALTI YAPARIZ
03 Ağustos 2016
AKP hükümeti tarafından geçtiğimiz yıl yürürlüğe konulan İç Güvenlik Paketi ile zaten olağanüstü yetkilerle donatılan polis, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) kararının ardından kolluğa sağlanan ‘olağanüstü’ fırsatları da kaçırmıyor.
Elazığ’da AKSA Elektrik Arıza’da yürütülen toplu iş sözleşmesi sürecinde tıkanıklık yaşanması üzerine hakları için eylem yapan 25 işçi bu akşam saatlerinde gözaltına alındı. OHAL’i fırsat bilen polis, emekçileri “Eylemi bitirmezseniz 30 gün gözaltı yaparız” şeklinde tehdit etti.
OHAL ilanının ardından yayınlanan ilk Kanun Hükmünde Kararname kapsamında gözaltı süresi 30 güne çıkarılmıştı.
HAKKINI ARAYAN İŞÇİYE POLİS TEHDİTLE YANIT VERDİ
Brüt maaşları 1.752 TL olan işçilere, toplu sözleşme sürecinde 1.550 + 9 TL teklif edildi. İşçiler ise 2.000 TL maaş+ 12 TL yemek ücreti talep ediyor. Örgütlü oldukları Tes İş Sendikası’nın ise görüşmelerin tıkandığını açıklaması üzerine işçiler 3 gündür Aksa Elektrik önünde eylem yaparak taleplerini dile getiriyordu.
Sendikanın da kendilerini yalnız bıraktığını ifade eden ve eylemlerini kendi inisiyatifleriyle sürdüren işçiler bu akşam saatlerinde polis tarafından gözaltına alındı.
Elazığ Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen işçiler polis tarafından skandal bir biçimde tehdit edildi. OHAL durumunun tanıdığı imkanlardan güç alan polis işçileri eylemi bitirmemeleri durumunda 30 gün (1 ay) boyunca gözaltında tutmakla tehdit etti.
İşçiler emniyette tutulmaya devam ediliyor.
-------------
Kırıklar Cezaevi OHAL sonrası Nazi kampına dönüştü
4 Ağustos
İZMİR (DİHA) - Kırıklar 2 No'lu F Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan tutsaklarla görüşen ÇHD Cezaevi Komisyonu avukatlarından Av. Semih Taşcan cezaevlerindeki hak ihlallerinin devam ettiğini aktardı. Erdal Berk adlı tutsağın mahkemeye götürüldüğü esnada jandarmalar tarafından darp edildiğini paylaşan Av. Taşcan, neredeyse hergün yapılan koğuş aramalarında taciz edilen tutsaklara 3 günde birer saat su verildiğini, tüm sosyal aktivitelerin iptal edildiğini, mektup ve kitaplara el konulduğunu kaydetti.
Darbe girişim sonrası süren operasyonlarda yapılan tutuklamalarla yer sorunu yaşanan cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri de yine OHAL ilanı ile birlikte arttı. Özellikle siyasi tutsaklara yönelik baskıların artığı bu cezaevlerinden biri de İzmir'de bulunan Kırıklar 2 No'lu F Tipi Kapalı Cezaevi. Maruz kalınan bu baskılar üzerine dün cezaevinde kalan DHKP-C'li tutsakların kaldıkları koğuşları ateşe verdiği cezaevindeki tutsaklarla görüşen Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Cezaevi Komisyonu avukatlarından Av. Semih Taşcan, izlenimlerini ve bu görüşmelerde tutsakların kendisine aktardığı hak ihlallerini anlattı.
'50 kişilik jandarma tarafından darp edildi'
Erdal Berk adlı siyasi tutsağın yargılandığı dava dolayısıyla götürüldüğü İzmir Adliyesi'nde, yaklaşık 50 jandarma tarafından darp edildiğini aktaran Taşcan, Berk'in fiziksel anlamda durumunun çok kötü göründüğünü belirtti. Maruz kaldığı şiddetin ardından hastane yerine yeniden cezaevine getirilen Berk'in, fenalaşması üzerine gece yarısı hastaneye kaldırıldığını söyleyen Taşcan, hastaneden darp raporu alındığını dile getirdi.
Taşcan, Berk'in maruz kaldığı işkence nedeniyle sorumlular hakkında şikâyet dilekçesi verildiğini kaydetti.
'Odalarda sıcak su sıkıntısı yaşanıyor'
Yine siyasi tutsakların bulunduğu odalara 3 gün arayla sadece birer saat sıcak su verildiğini belirten Taşcan, odalardaki tutsak sayılarının artmasından kaynaklı sıcak su sıkıntısı yaşandığını ifade etti.
Tutsakların odalarına sadece sanayi tipi (döner başlıklı olmayan-sabit) vantilatör alabildiklerini ve sadece bir tane alınabildiğini belirten Taşcan, bu nedenle vantilatörün işlevsiz kaldığını odalardaki tutsak sayıların artmasıyla birlikte sıcaklık sorunun tutsakları ciddi anlamda rahatsız ettiğini de söyledi.
'Provakatif davranışlar'
Av. Taşcan, koğuşlarda çoğunlukla aylık periyotlarla yapılan aramaların ise artık neredeyse her gün yapıldığını ve rahatsız edici, tacize varan yaklaşımlar sergilendiğini paylaştı. Taşcan, "Normal zamanlarda aramalar 3-4 vardiya ile yapılmaktaydı. Ancak şimdi bu sayı 15 vardiyaya çıkarılırken, gardiyanların aramalar sırasında provokatif davranışlar sergiliyor" dedi.
'Kameralar tekrar devrede'
Cezaevlerine gittikleri gün itibariyle çatılara yeniden kameralar yerleştirildiğini de aktaran Taşcan, kameraların daha önce özel hayatın gizliliği nedeniyle bezle kapatıldığını hatırlattı. Taşçan, cezaevi 2. müdürünüm kameraların tekrar hayata geçirileceğini söylediğini paylaştı.
'Kürt yazan kitaplar, AKP yazan mektuplara el konuldu'
Darbe girişimi sonrasında tüm sosyal aktivitelerin idare tarafından iptal edildiğini de kaydeden Taşcan, cezaevinde karşılaşılan diğer hukuksuz ve anti-demokratik uygulamakları ve yaklaşımları ise şöyle aktardı: "Hakkında toplatma kararı olmasa bile, içinde herhangi bir şekilde 'Kürt', 'PKK' ya da herhangi bir siyasi literatür olan tüm kitaplara idare tarafından el konulmuştur. Örneğin; ARAM yayınlarının tamamına el konulduğunu, sebebi sorulduğunda ise Cezaevi Kitap Yönergesi'nin 11-B maddesinin gerekçe olarak gösterildiği tutsaklara söylenmiştir. İçinde 'AKP' ya da 'Tayyip' geçen her mektuba el konulduğunu ve mektubu yazan kişiye disiplin cezası verildiğini tutsaklar tarafımıza aktarmıştır."
dihanews.win/tr/news/content/view/529171
03 Ağustos 2016
AKP hükümeti tarafından geçtiğimiz yıl yürürlüğe konulan İç Güvenlik Paketi ile zaten olağanüstü yetkilerle donatılan polis, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) kararının ardından kolluğa sağlanan ‘olağanüstü’ fırsatları da kaçırmıyor.
Elazığ’da AKSA Elektrik Arıza’da yürütülen toplu iş sözleşmesi sürecinde tıkanıklık yaşanması üzerine hakları için eylem yapan 25 işçi bu akşam saatlerinde gözaltına alındı. OHAL’i fırsat bilen polis, emekçileri “Eylemi bitirmezseniz 30 gün gözaltı yaparız” şeklinde tehdit etti.
OHAL ilanının ardından yayınlanan ilk Kanun Hükmünde Kararname kapsamında gözaltı süresi 30 güne çıkarılmıştı.
HAKKINI ARAYAN İŞÇİYE POLİS TEHDİTLE YANIT VERDİ
Brüt maaşları 1.752 TL olan işçilere, toplu sözleşme sürecinde 1.550 + 9 TL teklif edildi. İşçiler ise 2.000 TL maaş+ 12 TL yemek ücreti talep ediyor. Örgütlü oldukları Tes İş Sendikası’nın ise görüşmelerin tıkandığını açıklaması üzerine işçiler 3 gündür Aksa Elektrik önünde eylem yaparak taleplerini dile getiriyordu.
Sendikanın da kendilerini yalnız bıraktığını ifade eden ve eylemlerini kendi inisiyatifleriyle sürdüren işçiler bu akşam saatlerinde polis tarafından gözaltına alındı.
Elazığ Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen işçiler polis tarafından skandal bir biçimde tehdit edildi. OHAL durumunun tanıdığı imkanlardan güç alan polis işçileri eylemi bitirmemeleri durumunda 30 gün (1 ay) boyunca gözaltında tutmakla tehdit etti.
İşçiler emniyette tutulmaya devam ediliyor.
-------------
Kırıklar Cezaevi OHAL sonrası Nazi kampına dönüştü
4 Ağustos
İZMİR (DİHA) - Kırıklar 2 No'lu F Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan tutsaklarla görüşen ÇHD Cezaevi Komisyonu avukatlarından Av. Semih Taşcan cezaevlerindeki hak ihlallerinin devam ettiğini aktardı. Erdal Berk adlı tutsağın mahkemeye götürüldüğü esnada jandarmalar tarafından darp edildiğini paylaşan Av. Taşcan, neredeyse hergün yapılan koğuş aramalarında taciz edilen tutsaklara 3 günde birer saat su verildiğini, tüm sosyal aktivitelerin iptal edildiğini, mektup ve kitaplara el konulduğunu kaydetti.
Darbe girişim sonrası süren operasyonlarda yapılan tutuklamalarla yer sorunu yaşanan cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri de yine OHAL ilanı ile birlikte arttı. Özellikle siyasi tutsaklara yönelik baskıların artığı bu cezaevlerinden biri de İzmir'de bulunan Kırıklar 2 No'lu F Tipi Kapalı Cezaevi. Maruz kalınan bu baskılar üzerine dün cezaevinde kalan DHKP-C'li tutsakların kaldıkları koğuşları ateşe verdiği cezaevindeki tutsaklarla görüşen Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Cezaevi Komisyonu avukatlarından Av. Semih Taşcan, izlenimlerini ve bu görüşmelerde tutsakların kendisine aktardığı hak ihlallerini anlattı.
'50 kişilik jandarma tarafından darp edildi'
Erdal Berk adlı siyasi tutsağın yargılandığı dava dolayısıyla götürüldüğü İzmir Adliyesi'nde, yaklaşık 50 jandarma tarafından darp edildiğini aktaran Taşcan, Berk'in fiziksel anlamda durumunun çok kötü göründüğünü belirtti. Maruz kaldığı şiddetin ardından hastane yerine yeniden cezaevine getirilen Berk'in, fenalaşması üzerine gece yarısı hastaneye kaldırıldığını söyleyen Taşcan, hastaneden darp raporu alındığını dile getirdi.
Taşcan, Berk'in maruz kaldığı işkence nedeniyle sorumlular hakkında şikâyet dilekçesi verildiğini kaydetti.
'Odalarda sıcak su sıkıntısı yaşanıyor'
Yine siyasi tutsakların bulunduğu odalara 3 gün arayla sadece birer saat sıcak su verildiğini belirten Taşcan, odalardaki tutsak sayılarının artmasından kaynaklı sıcak su sıkıntısı yaşandığını ifade etti.
Tutsakların odalarına sadece sanayi tipi (döner başlıklı olmayan-sabit) vantilatör alabildiklerini ve sadece bir tane alınabildiğini belirten Taşcan, bu nedenle vantilatörün işlevsiz kaldığını odalardaki tutsak sayıların artmasıyla birlikte sıcaklık sorunun tutsakları ciddi anlamda rahatsız ettiğini de söyledi.
'Provakatif davranışlar'
Av. Taşcan, koğuşlarda çoğunlukla aylık periyotlarla yapılan aramaların ise artık neredeyse her gün yapıldığını ve rahatsız edici, tacize varan yaklaşımlar sergilendiğini paylaştı. Taşcan, "Normal zamanlarda aramalar 3-4 vardiya ile yapılmaktaydı. Ancak şimdi bu sayı 15 vardiyaya çıkarılırken, gardiyanların aramalar sırasında provokatif davranışlar sergiliyor" dedi.
'Kameralar tekrar devrede'
Cezaevlerine gittikleri gün itibariyle çatılara yeniden kameralar yerleştirildiğini de aktaran Taşcan, kameraların daha önce özel hayatın gizliliği nedeniyle bezle kapatıldığını hatırlattı. Taşçan, cezaevi 2. müdürünüm kameraların tekrar hayata geçirileceğini söylediğini paylaştı.
'Kürt yazan kitaplar, AKP yazan mektuplara el konuldu'
Darbe girişimi sonrasında tüm sosyal aktivitelerin idare tarafından iptal edildiğini de kaydeden Taşcan, cezaevinde karşılaşılan diğer hukuksuz ve anti-demokratik uygulamakları ve yaklaşımları ise şöyle aktardı: "Hakkında toplatma kararı olmasa bile, içinde herhangi bir şekilde 'Kürt', 'PKK' ya da herhangi bir siyasi literatür olan tüm kitaplara idare tarafından el konulmuştur. Örneğin; ARAM yayınlarının tamamına el konulduğunu, sebebi sorulduğunda ise Cezaevi Kitap Yönergesi'nin 11-B maddesinin gerekçe olarak gösterildiği tutsaklara söylenmiştir. İçinde 'AKP' ya da 'Tayyip' geçen her mektuba el konulduğunu ve mektubu yazan kişiye disiplin cezası verildiğini tutsaklar tarafımıza aktarmıştır."
dihanews.win/tr/news/content/view/529171